Yastığını suçlamayı bırak artık, kendini zombi gibi hissettiğin o günler için! Bugün bir miti yıkacağım ve sana günlük enerjini gerçekten etkileyen şeyi anlatacağım:
.
Muhtemelen birileri sana sekiz saat uyuman gerektiğini defalarca söyledi, ama sana gerçeğin tamamını anlattılar mı? “Sihirli sayı”ya olan takıntı, sağlığın ve hatta iyi ruh halin için asıl önemli olan faktörden uzaklaştırıyor.
Okumanı öneririm:50 yaşından sonra bırakman gereken alışkanlıklar: Ömrünü uzat
Gerçek gece senfonisi: miktara karşı düzenlilik
Kısa süre önce,
61.000 katılımcı ile yapılan büyük bir çalışma ve milyonlarca saatlik uyku analizinden bir bomba ortaya çıktı:
önemli olan kaç saat uyuduğun değil, uyku düzeninin ne kadar sabit olduğu. Bu kadar basit. Tutarlı bir uyku ritmi olanlar, herhangi bir nedenden erken ölüm riskini neredeyse yarı yarıya azalttı. Sen de “telafi ederim” diye bir şipşak şekerleme ile bunu dengeleyebileceğini mi düşünüyorsun? Bana güven, bedenin o kadar kolay razı olmuyor.
Biliyor muydun, ABD’lilerin %10’undan fazlası neredeyse her gün yorgun hissediyor, CDC’ye göre? Ve hayır, tembel olduklarından değil… Dağınık saatler, bitmeyen günler ve “bir sonraki bölüm”ün baştan çıkarıcı vaadi, sandığından çok daha fazlasını açıklıyor.
Bu makalede daha fazlasını okuyabilirsin:
Tüm gün kendini yorgun hissediyor musun? Sebeplerini ve çözüm yollarını keşfet Sekiz saat mitiyle vedalaş!
Açık olalım:
kesin bir formül yok. Anahtar,
her zaman aynı saatte uyuyup uyanmakta, Oxford’dan ünlü Profesör Russell Foster’ın da önerdiği gibi. Bedenini bir orkestra gibi düşün: Her müzisyen istediği zaman başlarsa, uyum bozulur ve sadece kakofoni olur. Her gün rutinini değiştirirsen, olumsuz etkiler birikir.
Güneş, Ay ve gezegen döngüleri her zaman insan uykusunun ritmini belirlemiştir. İnsan bedeni, 24 saatlik güneş döngüsüne göre hareket etmek üzere evrimleşti, platformlara ya da sosyal medyaya göre değil. Hatta biz astrologlar bile biliriz ki, güneş enerjisi seni canlandırır ve Ay küçülme evresine geçtiğinde, uykunu aynı saatte planlarsan dinlenmen daha da keyifli olur.
Bir an için gece çalışanları düşün:
kalp-damar hastalıkları, kanser ve diğer sorunlar açısından daha fazla risk altındalar, bilime göre. Doğal döngüyü bozmak hiçbir zaman kalıcı yarar getirmez — ne kadar çabalarsan çabala.
Uykunu geliştir: Oda sıcaklığının dinlenmeye etkisi
Sirkadiyen ritim, o katı şef
Hiç durduk yere kendini halsiz, sinirli ya da gergin hissettiğin oldu mu? Çoğu zaman suçlu ne patron ne de yanık kahve, asıl sebep
düzensiz sirkadiyen ritmindir. Sabit bir döngün olmadığında,
tüm bedenin düzeni bozulur: bağışıklık sistemin savunmayı bırakır, metabolizman bocalar ve yorgunluk adeta evine yerleşir.
Şaşıracaksın ama,
kanser riski ve daha kısa yaşam da bu düzensizlikle ilişkilendiriliyor. Güneşin, gününü başlatıp bitirmedeki etkisi inanılmaz derecede büyük. Ay, büyüyen evreden dolunaya geçerken rüyalarını artırabilir; küçülme dönemleri ise daha derin bir dinlenmeye davet eder. Görüyor musun, gök cisimleri sadece şiir değil, gerçek anlamda refahının bir parçası!
Şimdi söyle bana, hafta içi ve hafta sonu yatış saatin çok mu değişiyor? Evet diyorsan, bedenini şaşkına çeviren “sosyal jet lag”dan kurtulmak için tam zamanındasın. Günlük küçük değişiklikler, büyük sonuçlar yaratır.
İyi bir uyku beynini dönüştürür ve sağlığını artırır Düzenliliğe acı çekmeden nasıl ulaşılır?
Merak etme, bir keşiş gibi yaşaman gerekmiyor. Kimse her gün tam dokuzda yatağa girmeni istemiyor. Önemli olan
yarım saatlik bloklarla başlamak ve özellikle
uyanma saatini mümkün olduğunca sabit tutmak. Bir ipucu: Rutinini yavaşça güneş döngüsüne göre ayarla, uyumadan önce ekranlardan uzak dur ve akşama yakın kafeini azalt. Kendine bir ritüel yarat: hafif bir müzik, meditasyon, hafif bir okuma. Üzgünüm ama, meme gezmek derin rahatlama sayılmaz.
Sleep Foundation’a göre,
iki haftalık sabit bir rutin bile dinlenme hissini değiştirebilir. Denemeye var mısın? Sonra bana yazmanı ve nasıl gittiğini anlatmanı çok isterim.
Şunu düşün: Yorgunluğunu kahveyle mi telafi ediyorsun, yoksa hafta sonunu “fazla uyuyarak” mı değerlendiriyorsun? Her geçen gün daha az enerjin varsa, artık bedeninin —ve gökyüzünün— sana söylediklerini dinleme zamanı gelmiş demektir. Güneş her sabah sana bir fırsat sunuyor; Ay ise dinlenmeni yukarıdan izliyor. Neden bin yıllardır kanıtlanmış bu ritmi görmezden gelesin ki?
Unutma:
önemli olan miktar değil, rutin ve doğal döngüne saygı. İstikrarı seç, değişimi göreceksin. Vücudun ve günlük enerjin sana minnettar olacak ve belki de, kim bilir, gezegenler uyum içinde olduğunda rüyaların bile daha yoğun olabilir!
Okumaya devam etmeni öneririm:Uyku problemimi 3 ayda çözdüm: Nasıl başardığımı anlatıyorum