- Kimyasal Ambalajların Görünmez Tehdidi
- Kronik Maruziyet ve Sonuçları
- Endokrin Bozucuların Rolü
- Değişim ve Önleme İhtiyacı
Beni Pinterest'te takip edin!
Kimyasal Ambalajların Görünmez Tehdidi
Recent
Frontiers in Toxicology dergisinde yayımlanan bir araştırma, karton, plastik ve reçinelerde bulunan yaklaşık 200 kimyasal maddenin, tükettiğimiz ürünlere geçiş yapabileceğini ve bu durumun insan sağlığı için önemli bir risk oluşturduğunu ortaya koydu. Yıllardır, plastik ambalaj kullanımı gıda saklama ve koruma için yaygın bir uygulama olmuştur. Ancak, son çalışmalar bu malzemelerin özellikle meme kanseri ile bağlantılı kanserojen maddelerin gizli bir kaynağı olabileceğini göstermiştir.
İsviçreli araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen çalışma, ambalajlardan gıdalara ve nihayetinde insanlara geçme kapasitesine sahip en az 200 maddeyi tanımlamıştır. Bulunan bileşenler arasında aromatik aminler, benzen ve stiren yer almakta olup, bunların tamamı hayvan ve insan modellerinde tümörleri indüklemekle bilinir. Endişe verici bir şekilde, bu kimyasalların %80'i plastik ambalajlardan gelmektedir ve bu durum günlük maruz kalma riskini artırmaktadır.
Kronik Maruziyet ve Sonuçları
Çalışmanın ortak yazarı Jane Muncke, bu maddelere maruziyetin kronik ve birçok durumda istemsiz olduğunu vurguladı. Kimyasallar, ambalajlardan tükettiğimiz gıdalara geçmekte ve bu maddelerin sürekli varlığı anne sütü, insan dokuları ve kanında bulunmuştur. Bu durum özellikle endişe verici çünkü bu bileşenlerin birçoğu, östrojen ve progesteron gibi hormonların üretimini değiştirebilen endokrin bozuculardır ve bu, kadın sağlığı için özellikle erken yaşlarda önemli bir risk faktörünü temsil etmektedir.
Çalışmanın yazarları, bu potansiyel meme kanserojenlerine kronik maruziyetin norm olduğunu belirterek, göz ardı edilen bir önleme fırsatını vurguladılar. Arasında meme kanseri ile bağlantılı benzenin de bulunduğu çeşitli potansiyel kanserojenler tanımlandı ve bu bileşenlerin hayvanlarda tümörleri indükleyebildiği gösterilmiştir.
Endokrin Bozucuların Rolü
PFAS'lar (perfluoroalkil ve polifluoroalkil maddeleri), “kalıcı kimyasallar” olarak bilinen, ek bir risk de temsil etmektedir. Yağ ve su sızdırmasını önlemek için gıda ambalajlarında kullanılan bu bileşikler, çevrede parçalanma yeteneklerinin olmaması nedeniyle özellikle endişe vericidir. Araştırmalar, bu kanserojenlerin birçoklarının steroidogenez ve genotoksisite ile ilişkilendirildiğini göstermiştir; bu da insanların meme kanseri riskini artırabileceklerini önermektedir.
Çalışma ayrıca, tanımlanan 76 potansiyel meme kanseri kanserojeni arasından birçoklarının çeşitli düzenleyici ajanslar tarafından tehlike uyarılarıyla sınıflandırıldığını ortaya koymuş ve bu maddelerle ilişkili risklerin daha kapsamlı bir değerlendirmesine olan ihtiyacı vurgulamıştır.
Değişim ve Önleme İhtiyacı
Göğüs kanseri, dünya genelinde en sık görülen tümördür. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, 2020 yılında 2.3 milyon vaka teşhis edilmiş ve bu hastalık nedeniyle 685.000 ölüm kaydedilmiştir. Uzmanlar, sağlıklı bir beslenmenin önemini ve çevredeki kimyasallara maruziyetin azaltılmasının gerekliliğini vurgulamaktadır.
Araştırmalar, beslenmeyle ilgili risk yönetiminde bir değişikliğin kanser görülme sıklığını azaltmak için hayati öneme sahip olabileceğini önermektedir. Risk değerlendirmelerinin iyileştirilmesi ve tehlikeli kimyasalları tanımlamak için daha ayrıntılı bir yaklaşım benimsenmesi, insan maruziyetini önemli ölçüde azaltabilir. Ayrıca, mamografi ve diğer değerlendirme yöntemleri aracılığıyla erken teşhis, hayat kurtarmak için kritik öneme sahiptir.
Sonuç olarak, gıda ambalajlarında kimyasal maddelerin tespit edilmesi, halk sağlığı hakkında ciddi endişeler doğurmaktadır. Bu kanserojenlere maruziyeti azaltmak için araştırmalara devam etmek ve önlemler almak, dengeli bir diyet ve düzenli egzersiz uygulamalarını içeren daha sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmek son derece önemlidir.
Ücretsiz haftalık burça abone olun
Akrep Balık Başak Boğa İkizler Kanser Koç Kova Leo Oğlak Terazi Yay