- Oyuncularda görsel-uzamsal gelişmeler. Hızlı tepki verir, uyaranları daha iyi işler.
- Görevler arasında ipi koparmadan geçiş yapabilme yeteneği. Mükemmel çoklu görev değil ama odak değişikliklerini eğitiyorsun.
- Gerçek sosyal bağlantı. Öğrenir, yaratır, iş birliği yaparsın. Bu besler.
- Bozuk uyku. Gece geç kalır, yorgun kalkarsın.
- Notlarda, işte veya sporda sürekli düşüş.
- Telefonsuzken sinirlilik veya üzüntü.
- İzolasyon. Arkadaşlardan, hobilerden, sorumluluklardan kaçınma.
- Kesmeye çalışsan da başaramama. Kontrolü kaybetme.
Danışmada asla yanılmayan bir kural kullanırım: ekran hayatın önüne geçiyorsa sorun var demektir. Entegre ediyorsa artı sağlar.
Küçük egzersiz: bugün kendine sor
-
En az 8 saat iyi uyuyor muyum? - 30 dakika fiziksel aktivite yaptım mı?
- En az bir kez ekransız yemek yedim mi?
- Sevdiğim insanlarla yüz yüze görüştüm mü?
Evet yanıtları verip hedeflerini koruyorsan ekran süresi sadece ayarlama ister olabilir. Hayır ise harekete geçmek faydalı.
Bilimin şu ana kadar gösterdikleri
- Küçük etkiler. Büyük ölçekli birçok analiz ergenlerde ekran süresi ile iyi oluş arasında minimal ilişki buluyor. Öyle ki etkiler o kadar düşük ki ruh haline patates kızartması yemekten daha fazla etkisi yok gibi görünüyor. Garip ama gerçek.
- Ölçüm önemli. Öz bildirimler yanıltıcı olabilir. Otomatik zaman kayıtları farklı bir tablo sunar. Montag buna vurgu yapıyor ve haklı.
- İçerik ve bağlam dakikalardan daha önemli. Uyku, çalışma veya serbest oyun yerine geçen pasif kullanım kötü ruh haliyle ilişkilidir. Öğrenmek, yaratmak veya bağlanmak için bilinçli kullanım koruyucu olabilir.
- Gece mavi ışık, uyku düşmanı. Geç maruziyet melatonini engeller. Uyumadan 60-90 dakika önce ekranları kısarsan uyku kalitesi ve süresi iyileşir. Bunu hastalarımda defalarca gördüm.
- Önceden var olan hassasiyetler: Anksiyete, DEHB, zorbalık, aile stresi, yoksulluk. Bunların hepsi ekranla ilişkiyi etkiler. Herkesi aynı ölçüyle karşılaştırma.
Bir bilim iletişimcisi olarak değerli bulduğum bilgi: Becker ve Montag’ın incelemesinde büyük eksiklik uzunlamasına çalışmaların olmamasıydı. Aynı kişiyi zaman içinde izlemeden telefonun değişikliklere neden olup olmadığını ya da belirli özellikteki çocukların telefonu daha çok mu kullandığını söyleyemeyiz. Bilimsel sabır lazım. Ve panik manşetleri daha az.
Aileler ve gençler için gerçekçi plan
Anti-ekran seferberliğine ihtiyacınız yok. Bir plana ihtiyacınız var. Danışmamda ve okullarda yaptığım atölyelerde işe yarayanları paylaşıyorum.
- 4S kuralı: Uyku, Okul/çalışma, Sosyal, Ter (egzersiz).
- Ekran kullanımı bu dört alana saygı gösteriyorsa iyisiniz.
- Birinde sorun varsa ayarlama yap.
Haftalık “dijital menünü” tasarla:
- Amaçlı içerikler (öğrenme, yaratma, bağlanma) öncelikli.
- Pasif eğlence tatlı olarak, porsiyonlarla.
- Görünür sınırlar koy: uygulamalarda zamanlayıcılar, gri mod, bildirimleri toplu al. Renk ve uyarılar dürtüleri tetikler.
Korunaklı uyku rutini:
- Ekranlar odadan uzak olsun. Telefonu salonda şarj et.
- Günün son saati telefonsuz geçir. Kitap oku, hafif müzik dinle, esneme yap.
- Gece çalışıyorsan sıcak filtreler ve mola pencereleri kullan.
“Eğer-o halde” protokolleri (çok güçlü):
- Instagram açarsam 10 dakikalık zamanlayıcıyı açarım.
- Ders bitince telefonsuz 5 dakika yürürüm.
- Kaygılıysam bildirimlere bakmadan önce 90 saniye 4-6 nefes alırım.
- Sıkılma cepleri. Günde üç kez uyaransız anlar yarat. Müziksiz duş al. Kısa yolculukta kulaklık takma. Sırada beklerken dünyaya bak. Beyin teşekkür eder.
Konuşmalar, cezalar değil:
- Sor: Bu uygulama sana ne katıyor? Ne götürüyor?
- Çocuklarınla birlikte izle. Onayla, kriter öğret. Küçümsemeden kaçın. Utanç öğretmez.
Haftalık iyi oluş denetimi:
- Otomatik ekran süresi raporunu gözden geçir.
- Haftada bir kontrol noktası seç: bildirimler, saatler, uygulamalar. Bir şeyi değiştir, nasıl hissettiğini ölç, tekrar et.
Doğa ile bağ:
- Haftada 120 dakika yeşil alan stres azaltır ve dikkati artırır. Telefonu fotoğraf makinesi olarak götür, kara delik gibi değil. 🌱
Bir anekdot paylaşayım. Ergenlerle yaptığım bir konuşmada “7 gün bildirim kapatma” meydan okuması yaptım. %72’si daha iyi uyuduklarını bildirdi. Bir genç bana şöyle dedi ki unutmadım: “Telefonu bırakmadım, telefonun beni uyutmama izin vermesine izin verdim.” İşte mesele bu.
Şunu söyleyerek bitiriyorum: Teknoloji ne kötü ne dadıdır. Araçtır. Beyin değişimleri var. Bazıları yardımcı olur, bazıları zarar verir. Anahtar nasıl, ne zaman ve ne için ekran kullandığınla ilgili. Kanıtları önceliklendir ve bedenini dinle. Şüphe duyarsan profesyonel yardım al. Ve biri sana “beyin çürümesi” kaderini mahvetti derse unutma: alışkanlıkların herhangi bir memeden daha güçlüdür. Seçim senin. ✨