20 Eylül 1934'te doğan bu İtalyan aktris, sadece güzelliğiyle değil; etkileyici kişiliğiyle de 20. yüzyıl kültürünün bir sembolü haline geldi. Dönemini belirleyen filmleriyle, yedinci sanatta silinmez bir iz bıraktı.
Kim onun gibi bir yıldız olmayı hayal etmemiştir?
Napoli'den dünyaya
Sophia, tam adıyla Sophia Costanza Brigida Villani Scicolone, zor koşullar nedeniyle Napoli çevresine götüren bir Roma'da doğdu. Ama her kötü şeyin bir hayrı vardır.
Aşk ve Dolce Vita şehrine geri döndü ve güzellik yarışmalarında parlamayı aradı. Ve tahmin et ne oldu: başardı! Bu yolculukta, onu İtalyan sinemasının zirvesine taşıyan büyük aşkı ve mentorü Carlo Ponti ile tanıştı.
Aşkın hayatının seyrini değiştiremeyeceğini kim söylemeye cesaret edebilir?
Hollywood'da şöhrete yükseliş
60'lı yıllar onun altın çağıydı. 1961'de Sophia, "La Ciociara" ile ilk Oscar'ını kazandı ve bu ödülü kazanan ilk İngilizce konuşmayan aktris oldu. Al işte, Hollywood! O zamandan sonra kariyeri hızla yükseldi. Cary Grant ve Frank Sinatra gibi efsanelerle çalıştı ve "Matrimonio all'italiana" gibi filmlerde Marcello Mastroianni ile olan kimyası hepimizi büyüledi.
Kim o ekranda böyle bir aşk hikayesi yaşamayı istemez ki?
Süregelen bir miras
Kariyeri boyunca, Sophia Loren skandallardan zafer anlarına kadar birçok zorlukla karşılaştı. Ama her seferinde daha güçlü bir şekilde ayağa kalktı. Beklenmedik dönüşlerle dolu özel hayatı, onu sadece güzelliğin değil, aynı zamanda dayanıklılığın da bir simgesi haline getirdi. Ve iniş çıkışları olsa da, sinemaya olan aşkı asla azalmadı.
Son filmi "La vita davanti a sè"nin oğluyla yönetilmesini görmek onun için ne hissettiriyor, hayal edebiliyor musun? Bu gerçek bir aşk!
Bu nedenle, 20 Eylül'de Roma'da özel bir partiyle doğum gününü kutlarken, sadece bir aktrisi kutlamıyoruz; 20. yüzyılın kadın imgelerini yeniden tanımlayan bir kadını kutluyoruz. Sophia Loren bir yıldızdan daha fazlası; hepimiz için bir ışık ve umut kaynağıdır.
Peki ya sen, doğum gününde ona ne söylemek istersin?